Sağlık turizmi ifadesi günümüzde sıklıkla duymaya başladığımız, gelişen ve gelişmekte olan ülkelerde hem pazar payı hem de ekonomik katkılarından dolayı dikkat çeken bir turizm şeklidir (Acar & Turan, 2016; Sayın, Yeğinboy, & Yüksel, 2017). Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) sağlık turizmini; kişinin fiziksel iyilik halini geliştirmek amacıyla kaplıca ya da diğer sağlık merkezlerine yapmış olduğu ziyaret olarak tanımlamıştır (Temizkan, Çiçek, & Özdemir, 2015). Sağlık turizmi kavramı hem sağlık hem de turizm sektörü ile ilgili olduğundan tanımlar hem sağlık hem de turizm bakanlığı tarafından da yapılmaktadır (Temizkan et al., 2015). Kültür ve Turizm Bakanlığı sağlık turizminin tanımını “tedavi amaçlı kaplıca veya diğer sağlık merkezlerine seyahat eden kişinin fiziksel iyilik halini geliştirmek amacıyla veya estetik cerrahi operasyonlar, organ nakli, diş tedavisi fizik tedavi, iyileştirme vb. gereksinimi olanlarla birlikte uluslararası hasta potansiyelini kullanarak sağlık kuruluşlarının büyümesine olanak sağlayan turizm türü” şeklinde yapmıştır (Gülmez & Köse, 2012; Temizkan et al., 2015). Sağlık Bakanlığı ise sağlık turizmini, kişinin sağlığı ile ilgili bir hastalığı nedeni ile tedavi almak için önceden planlanmış seyahat olarak tanımlamıştır (Acar & Turan, 2016; Bakanlığı, 2010). Buna karşın kişinin farklı bir ülke yada bölgeye tatil amacı ile gittiğinde de sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyması turistin sağlığı kapsamında yer almaktadır (Acar & Turan, 2016; Bakanlığı, 2010). Sağlık turizm medikal, termal ve geriatri-turizm olmak üzere üç alt kategoriye ayrılmaktadır (Sayın et al., 2017).
Termal turizm geçirilen hastalıklara bağlı olarak kaplıca ve spa merkezlerinde sağlık çalışanları tarafından uygulanan rehabilite edici uygulamalardır (Acar & Turan, 2016; Bakanlığı, 2014b). Engelli ve ileri yaş (geriatri) turizmi, engelli ve yaşlı turistlerin bakımı için sertifika sahibi sağlık çalışanı tarafından yapılan uygulamalardır (Acar & Turan, 2016; Bakanlığı, 2014a). Medikal turizm ise kişilerin medikal tedavileri için başka ülkelere ya da bölgelere yapmış oldukları seyahattir (Sayın et al., 2017). Medikal turizm kişilerin hem sağlıkları için seyahat etmeleri hem de bu seyahatte turist olarak gittikleri ülkenin turizm olanaklarından faydalanma olanağı sağlamaktadır (Acar & Turan, 2016; Sayın et al., 2017). Ülkemizde sağlık turizminin her alanında olduğu gibi medikal turizmde de gelen kişi sayısı her geçen gün artmaktadır (Sayın et al., 2017). Medikal turizmde sıklıkla tercih edilen alanlar; göz cerrahisi, estetik cerrahisi, tüp bebek, kalp damar cerrahisi, radyoloji, cinsiyet değiştirme operasyonları vb. branşlar sayılabilir (Acar & Turan, 2016; Crooks, Turner, Snyder, Johnston, & Kingsbury, 2011; Sayın et al., 2017; Zengingönül, Emeç, İyilikçi, & Bingöl, 2012).
Medikal turizmin yaygınlaşmasıyla birlikte ulusal ve uluslararası tercihler giderek yaygınlaşmaya başlamıştır (Dalen & Alpert, 2019; Daştan, 2014). Değişen bu küresel pazar kadınların da medikal sorunlar açısından dikkatini çekmiştir (Dalen & Alpert, 2019). Dünyada medikal turizmin tercih edilen branşlarına baktığımız da kozmetik cerrahi ikinci, tüp bebek (IVF) tedavileri de dördüncü sırayı oluşturmaktadır (Dalen & Alpert, 2019). Buna karşın literatür incelediğimizde kadınların; kozmetik cerrahi, doğum, kürtaj, abortus, tüp bebek ve bebek bakımı nedenleri ile medikal turizmi tercih ettikleri belirlenmiştir (Bergmann, 2011; Gabor & Oltean, 2019; Gilmartin & White, 2011; Mikhael et al., 2016; Oh, Jun, Zhou, & Kreps, 2014; Wang, 2017).
Ülkemizdeki medikal turizmin durumuna bakıldığında dünyada Türkiye’nin medikal turizmde tercih edilen en iyi on ülke arasında olduğu ve sekizinci sırada yer aldığı görülmüştür (Dalen & Alpert, 2019). Ülkemizdeki medikal turizmde tercih edilen branşlara bakıldığında göz hastalıkları, ortopedi ve travmatoloji, iç hastalıkları, kulak burun boğaz hastalıkları, kadın hastalıkları ve doğum cerrahisi, genel cerrahi, ağız, diş ve çene hastalıkları, beyin ve sinir cerrahisi, deri ve zührevi hastalıklar çocuk sağlığı ve hastalıkları olduğu görülmüştür (Buzcu & Birdir, 2019; Daştan, 2014). Bölgesel olarak bakıldığında ise, bu konu ile ilgili ülkemizde çok fazla literatür bilgisi olmamasına rağmen, kadın hastalıkları ve doğum kliniklerinin acilden sonra gelen ikinci medikal turizm tercihi olduğu görülmektedir (Daştan, 2014; Yılmaz, Kurtaran, & Yücesan, 2019). Bu sıralamada da dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadın hastalıkları ve doğumun medikal turizmdeki tercihlerde ilk onun içinde olduğu görülmektedir (Buzcu & Birdir, 2019; Daştan, 2014; Yılmaz et al., 2019). Hem dünya hem de ülkemizdeki kadın sağlığının medikal turizmdeki önemli bir yeri olduğu görülmektedir(Buzcu & Birdir, 2019; Dalen & Alpert, 2019; Daştan, 2014). Tüm bu çerçeve doğrultusunda bu çalışmanın amacı, medikal turizmin kadın sağlığı üzerindeki etkisinin literatür doğrultusunda incelenmesidir.
Reyhan AYDIN* & Esra YILMAZ**― 1 ORCID: 0000-0003-4950-3699, Öğr. Gör., Karabük Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ebelik
Bölümü, reyhanaydin@karabuk.edu.tr
2 ORCID: 0000-0002-7830-0631, Uzm. Ebe, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Hamidiye Sağlık Bilimleri
Enstitüsü, esrayilmaz939@gmail.com
Makalenin giriş kısmıdır. Devamı için: